Ülper bıçağı fabrikasyon dizi üretimlere direniyor

Ülper bıçağı fabrikasyon sıra üretimlere direniyor

Giresun merkeze sadık Ülper köyünde Hakkı Atmaca geleneksel yöntemlerle bıçak yapımını sürdürüyor

GİRESUN Anadan Görme halk dövmesi yöntemiyle yapılan Giresun Ülper bıçağı, fabrikasyon paradigma üretimlere direniyor.

Kömürlü ocakta ısıtılıp örs üzerinde çekiçle dövüldükten sonraları, su sunulan Ülper bıçağı, keskinliği ve tafsilatlı süre dayanıklığı ile gastronomi alanında şeflerin ilgisini çekiyor. Sakat usulle bıçak üreten Türkiye’deki beş altı sayıdaki ustadan biri olan 55 yaşındaki Hakkı Mecnunca, bıçakçılığa 1980 yılında çıraklık yaparak başladığını söyledi. Bıçağın Giresun’da ispatlanmış kalitesinden muhit yeğleme edildiğini belirten Hakkı Şahin “Bizim sunu iri özelliğimiz bıçağı ilkel yöntemler ile yapmamızdır. Fabrikasyon bıçaklara bakarak Ülper bıçaklarının suyu henüz kıvamında verilebilmektedir. Bıçağı barbar yöntemlerle yapmaya devam ediyoruz. Çünkü Ülper bıçakları özelliğini fakat bu şekilde sürdürebilir. Yoksa gayrı fabrikasyon bıçaklarından hiçbir farkımız kalmayacaktır. Sıra Işi bıçaklar 5 dakikada üretilebilinirken, biz tıpkısı bıçağı 1,5-2 saatte yani günde 3 evet bile 4 bıçak fakat üretebilmekteyiz. Bu nedenle üstelik işi bilen kasaplar, şefler tercih ediyor” dedi.

Giresun’daki akıbet bıçak ustası

İlkel yöntemler ile bıçak üretiminin serencam temsilcisi olduğunu de kaydeden Atmaca “Ego kısaca 1980’li yıllardan beri bu mesleği sürdürüyorum. eskiden bu köyde bu mesleği eden birçok emanet vardı bugün ise yemeden içmeden ben kaldım. Bıçak üretilirken dövülmüş çelik önceki kalıbımızda kesiliyor. Elan sonraları körükte ısıtılarak dövülmeye ve merkez verilmeye devam ediyor. Ağız Ağıza körükte ısıtılarak kalıp verilen ve su kıvamı ayarlanan bıçaklarımız tekrar halk çalışmasıyla satıh parlatması yapılıyor. Bıçak saplarımız ise yine halk işçiliği ile yapılmaktadır. Hatta müşterin isteğine göre boynuzdan yahut ağaçtan türlü desenlerle süslenebilmektedir” diyerek konuştu.

Çırak yetişmiyor

Mesleğinin geleceğini göremediğini da kaydeden Delimsirek, “Eskimemiş çıraklar yetişmiyor. Bu mesleği severek yapacak, öğrenecek yok. Ben zor oldum ama bibi çalışıyorum. Özellikle kasaplardan, şeflerden, özel koleksiyonculardan kâm çok olunca mecburen çalışıyorum. Henüz ne kadar bu işi sürdürebilirim bilemiyorum. Ancak serencam temel kadar devam ederim çünkü örs ve çekiç sesini duymaya o büyüklüğünde alışmışım kim bu sesi duymadan yapamıyorum. İllaki örs ve çekicin neva sesini duyacağım. Bu beni bahtiyar ediyor. Kimileri müzik dinler mutlu peki ben bile örs ve çekiç sesiyle bahtiyar oluyorum” şeklinde konuştu.

Share: