Dünya Amansız Hastalık Günü’nde etibba er canlandırma için uyardı

Dünya Amansız Hastalık Günü’nde doktorlar er canlandırma üzere uyardı

KONYA – Uzmanlar, kanserde erken teşhisin önemine vurgu yaparak, kanserlerin çoğunun hareketli benzeri mücadeleyle ve er tanıyla tedavi edilebildiğini söyledi.

Hususi Medicana Konya Hastanesi doktorları 4 Küçük Ay Dünya Kanser Günü’nde farkındalık kurmak için aynı araya gelerek kanserde er teşhisin önemine aksan yaptı. Mecmu dünyada sıklıkla rastlanan amansız hastalık türleriyle ait bilgilendirmelerde kâin uzmanlar, kanserde er teşhisle tedavinin olanaklı olduğunu belirtti.

“Er tanıyla kanserler otama edilebilmekte”

Medicana Konya Hastanesi Çekirdeksel Tıp Uzmanı Prof. Dr. Oktay Zerrin, 4 Küçük Ay’ın çokça balaban tıpkısı periyot olduğunu belirterek, “Zira 4 Küçük Ay 2000’de Paris’te koskocaman benzeri kodifikasyon gerçekleştirildi. Kanserle toptan namına uğraş edebilmek için yapılması gerekenler Paris Zirvesinde konuşuldu. Neden amansız hastalık? Çünkü amansız hastalık dünyada AİDS, sıtma kabilinden enfeksiyonların toplamından daha çok ölüme nöbet açmakta. Kanserde yılda yaklaşık 10 milyon ölüm olmakta. Bu rakamın 2030’larda 13 milyona ulaşacağı var sayılıyor. Halbuki erken tanıyla kanserlerin 3’te 1’i ağız ağıza tedavi edilebilmekte. 3’te 1’inde de kudretli otama seçenekleri devreye girebilmektedir. Bunu üstelik topladığımız ahit 3’te 2 kanser, deli dolu bir mücadeleyle ve erken tanıyla sözde güç hiç hastalığa yakalanmamış kabilinden tedavi edilebilmekte. Bu açıdan amansız hastalık ve kanserle savaş çok kebir. Biz nükleer tıp kendisine kanserin er tanısında, bunun birlikte kansere cerrahi, radyoterapik, kemoterapik tedavilerin etkinliğini değerlendirmede değişik ışın etkin tedavi seçenekleriyle destek olmakta çalışkan benzeri cafcaf oynuyoruz” dedi.

“Erken kişileştirme yaptığımızda aza yardımcı cerrahi yapabiliyoruz”

Kulak, Büyüklenme ve Derbent Uzmanı Doç. Dr. Nurdoğan Dede, baş, dal kanserlerinin tam kanserlerin yüzde 10’unu oluşturduğunu belirterek, “Cilt kanserleri haricinde sunu sık ümük kanserini görmekteyiz. Buradaki en yetişkin deli dolu sigara, yanında etanol kullanımı ve serencam yıllarda kavşak boşluğuyla alay malay hançere kanserinde HPV enfeksiyonunu sıklıkla görmekteyiz. Tüm kanserlerde olduğu kadar ümük kanseri ve farklı saksı, dal kanserlerinde dahi sunma yetişkin husus erken kişileştirme. Er kişileştirme yaptığımızda organ koruyucu cerrahi yapabiliyoruz. Hastalar henüz konforlu tıpkısı sahn sürüyor. Gırtlağın ağız ağıza alınmasına gerek kalmıyor. Bu nedenle hastaların er nişanlık verdiğinde tıpkısı dakika geçmiş doktora başvurması gerekmektedir. Hastalarımız kanserle yüzleşmek istemeyebiliyor evet de amansız hastalık korkusu oluyor. Sesi kısıldığında ‘acaba amansız hastalık mi çıkar’ diye çokça geç başvurabiliyor. Bu nedenle bile ileri kademe kanserlerle karşılaşıyoruz. Hele Covid döneminde hastalarımızın hastaneye vürut korkusuyla geç geldiklerinden Covid sonrası dönemde çokça ilerlemiş tümörlerle karşılaştık. Tamam kanserlerde olduğu kadar erken kişileştirme az çok şanlı” ifadelerini kullandı.

“Erken tanıyla otama seçenekleri bıkılmayan ve çokça canlı”

Üroloji Uzmanı Prof. Dr. Umut Gönülalan, “1970’lerin, 1980’lerin Yeşilçam’ında aşıkları evet kanser evet de ince ağrı ayırırdı. Bugün günümüzde çok şükür er tanılama, etken teşhis ve otama yöntemleriyle bunlarla çok karşılaşmıyoruz. Kanserler ortada günümüzde sunu kesif tanıdık ve erkeklerde dahi sunma sık tanıdık amansız hastalık tipi prostat kanseri. Kestanecik kanserinin yüzde 70’i gelişigüzel şikayet olmadan ortaya çıkıyor. Hastalarımıza hem poliklinik şartlarında hem umumi kendisine verdiğimiz hikmet kestanecik kanseri açısından hastaların değme şikayeti olmasa üstelik 50 yaşından itibaren düzenli kontrollerini yaptırmalarıdır. Kestanecik kanseri testi ve nefes tahlili testi kestanecik kanseri taramasında bir tane başına yeterli olan benzeri sınav değil. Tıpkı zamanda 50 yaşından itibaren seçme yıl uyumlu benzeri parçalanmamış ürolojik muayeneye bile girmeleri gerekiyor. Er tanı aldıkları takdirde tedavi seçenekleri doyumsuz ve çokça etken. Onun amacıyla 50 yaşından itibaren yıllık kestanecik kanser kontrollerini öneriyoruz” şeklinde konuştu.

“Serviks kanseri erken kişileştirme ve taramayla önlenebilen bir kanserdir”

Kadın Hastalıkları ve Doğum, Perinatoloji Uzmanı Prof. Dr. Sibel Özler da, acıma ağzı kanserinin (serviks), bicik kanseri, sütun kanseri ve akciğer kanserinden sonra acun genelinde yeryüzü kesif görülen kanserler içerisinde saha aldığını kaydederek, “Acıma ağzı kanseri, Türkiye’deki ölüm sıralamasına baktığımız antlaşma yeryüzü kalın tanıdık 7. kanser türevidir. Serviks kanserinde alelhusus HPV aktif yerine görülmekte. Bunun dışında birlikte riziko faktörlerimiz mevcuttur. 20 yaşından önce cinsî birliktelik, çok eşlilik, sigara kullanımı, beslenme yetersizliği, daha ilk geçirilmiş pelvik inflamatuar hastalıklarda alelhusus HPV ile birlikte görüldüğü antlaşma serviks kanseri riskini artırmaktadır. Serviks kanserinin en makro ve erken tanılama yöntemi Pap Smear’dir. Çok basit, gergin ve rahatlıkla tedavi esnasında alabileceğimiz bir formül. Özellikle 2014’ten itibaren Türkiye’üstelik hem HPV DNA hem da familya afiyet merkezlerinde yıllık smear taraması ücretsiz namına yapılmaktadır ve 5 yılda bir üstelik HPV DNA testi taraması olmaktadır. Serviks kanseri er canlandırma ve taramayla önlenebilen aynı kanserdir. Ferah Ferah kamu karı tevellüt polikliniklerinde ve Türkiye genelindeki KETEM’lerde hastalarımız testlerini yaptırabilir. Serviks kanserinin etkeni olan HPV’da alelhusus Keyif Bakanlığı’nda sonuç çevrim içerisinde ödeme çerçevesine girecek aşılama bizim açımızdan berenarı önemlidir. Erken tanı olsun evet de olmasın 9 yaşından itibaren kız çocuklarının ve 11-14 yaşından itibaren koca çocuklarının aşılanması gerekmektedir. Özellikle ilk yapılan aşıdan ahir 2. ayda, sonraları 6. ayda uygulanarak rahim ağzı kanserine alın erdemli oranda dulda sağlamaktadır” dedi.

“Sigara içiminin azaltılması gerekiyor”

Medikal Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. Alemdar Tonyalı ise, kanserin kontrolsüz göze çoğalması sonrası ortaya sâdır tıpkısı hastalık olduğunu ve otama edilmediğinde ayrıksı organların çalışmasını engelleyerek ölüme kat açtığını kaydederek, “Kanser mufassal zaman içerisinde sıklığı muhtemelen kanserlerde artarken bazı kanserlerde azalmakta. Kaslı ülkelerde, hele sigara içiminin azaldığı ülkelerde akciğer kanserinin görülme sıklığı azalmıştır. Fakat ülkemiz halen daha sigara içiminin çokça efdal olduğu tıpkısı ülkedir. Dünyada bildirme fazla sigara içen ülkeler arasındayız ve genç kuşakta sigara içimi yüzde 50 sıklıktadır. Bu sebeple amansız hastalık sıklığının azaltılması amacıyla sigara içiminin azaltılması gerekiyor. Bunun yanında amansız hastalık olmadan önceki yapılması gereken taramaların eğlenceli tıpkı şekilde riziko gruplarında yapılması gerekmekte. Kanser olduktan sonra ise otama akıllıca yerlerde, makul tıpkı şekilde yapılması gerekiyor. Yoksa kanser evde durup durup veya apayrı tıpkı tedavi yöntemleriyle iyileşmiyor evet bile gerilemiyor” diyerek konuştu.

Share: