Sezai Hepten: Zaman Yaşanan, Çıktı Aynı Soylu Erki Kriz Değil, Onun da Ötesinde Hesaplı Yıkımdır. Bugünkü Tablo, 20 Almanak Birikimin Sonucudur

HDP Van Saylav Sezai Tamamen, TBMM Genel Kurulu’nda, “Bugün yaşanan, artık benzeri soylu erki akse değil, onun de ötesinde konuşu yıkımdır. ve bu yıkım tıpkı günde ortaya çıkmadı. Bugünkü tabela, 20 almanak birikimin sonucudur. İşçilerle, kadınlarla, yoksullarla kavganızın sonucudur. Yaptığınız tam bütçelerde, siyasa anlayışınızın kesin karakteri olan otoriterlik esasta bilcümle vardı. Siyasi özgürlükler ve demokrasi meselesi sizin için bütün aynı araçtı. Bir zaman getirdiğiniz başörtüsü meselesinde olduğu kadar, yine bu meseleyi üstelik amacınız açısından araca gönderme peşindesiniz. O bile faşizmin kurumsallaştırdığı ayrımsız sistemde otoriteli şefçi tıpkısı yönetimi hayata geçirmekti” dedi.

TBMM Genel Kurulu’nda zaman Cumhurbaşkanlığı ile sadık kuruluşların bütçesi görüşülüyor. Genel Kurul’birlikte kortej düz HDP Van Mebus Sezai Iyice, şunları söyledi:

“GÖRÜŞMEKTE OLDUĞUMUZ 2023 BÜTÇESİ, ASLINDA BİR YÖNÜYLE AKP İKTİDARININ 20 YILLIK ÖZETİDİR”

“Görüşmekte olduğumuz 2023 bütçesi, haddizatında benzeri yönüyle AKP iktidarının 20 yıllık özetidir. Uzun sürdü, binnetice sona geldik. İktidarın bilcümle bütçeleri, iktisat anlayışıyla, siyasete ve topluma yaklaşımıyla hakkını atfetmek gerekir kim istikrarlı bire bir eşkal izledi. Çizgisini tek bozmadı. Katiyen neoliberal politikalardan ivaz vermediniz, kapitalizmin sunma yabani döneminin liderliğini kimseye kaptırmayarak toptan sermayenin övgüsüne mahzar oldunuz.

Bugün yaşanan, çıktı benzeri iktisadi kriz değil, onun de ötesinde kazançlı yıkımdır. ve bu katabolizma tıpkısı günde ortaya çıkmadı. Bugünkü levha, 20 yıllık birikimin sonucudur. İşçilerle, kadınlarla, yoksullarla kavganızın sonucudur. Yaptığınız umum bütçelerde, siyasa anlayışınızın değişmez karakteri olan otoriterlik esasen hep vardı. Siyasi özgürlükler ve el erki meselesi sizin amacıyla hep tıpkı araçtı. Tıpkı zaman getirdiğiniz başörtüsü meselesinde olduğu kabilinden, esasen bu meseleyi dahi amacınız açısından araca çevirme peşindesiniz. O birlikte faşizmin kurumsallaştırdığı benzeri sistemde otoriteli şefçi bir yönetimi hayata geçirmekti.

“YARATTIĞINIZ YIKIMI RESTORASYON BİLE DÜZELTEMEZ”

Kah Gülen Cemaati’yle kah liberallerle kah Ergenekoncularla kah Katarla kah Sisi’yle kez volta beceriniz takdire valör. Bugün yaratmış olduğunuz Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi denilen asılsız sistem, haddizatında zihniyetinizin sunu zahir halidir. Sonucu ise siyasi yıkımdır. Siyasi akse tanımını biz çoktan geçtik. Yarattığınız yıkımı restorasyon da düzeltemez. Aradan sabık 20 yılda, sosyal barışı dinamitleyerek adeta ayrımcılığı normalleştirdiniz. Halkaların, emekçilerin, kadınların, gençlerin hakkını despotça anlayışınızla gasp ettiniz. Son olarak, 20 yıllık serüven, çoklu krizi de aşarak iri bir yıkımı yanı sıra getirmiştir.

Hep hangi yaptığınızı anlattınız. Haddizatında yaptığınızdan daha önemlisi, bittabi yaptığınızdır. Yaptığınız icatların yaratmış olduğu maliyetler, ortaya çıkan yıkım, idare anlayışınızın sakatlığını oldukça münhal tıpkı biçimde ortaya koymaktadır. İşin zıvanadan çıkması, buralara kadar sürüklenmesi, hiçbir toplumda kabil olamazdı. Şüphesiz oldu birlikte bu cümle 20 yıldır iktidarda kalabildi ve biz buralara sürüklendik? Yanıtı haddinden fazla yumruk değil. Yanıtı, Kürt sorununda saklıdır. Bu sorunun çözümsüzlüğü, maalesef iktidarınızın ömrünü uzattı. Siz da bu çözümsüzlükten beslenmeyi tercih ettiğiniz üzere ortaya aha bu yadımlama bundan sonra. Bu meseleyi çözmeyen çözülür, böylece siz birlikte çözüldünüz. Gerçekte ayrımsız açıklık çözüme dayalı ortaya sâdır muhteşem benzeri tarihi fırsatı ıskalamasaydınız bugün farklı benzeri Türkiye’yi, değişik benzeri ekonomiyi, değişik ayrımsız siyaseti konuşuyor olacaktık ama sizde o zekâ yoktu.

“SİYASİ ÖZGÜRLÜKLER YERİNE SİYASİ TUTSAKLIĞI, EKONOMİK EŞİTSİZLİĞİ BU ÜLKEYE YERINDE GÖRDÜNÜZ”

Illet Kürt sorunu, bu iş sebep bu denli kritik? Bu maslahat, Türkiye’nin demokratikleşmesinin kapısında duran zebanidir. Bu zebaniyle çıban etmeksizin o demokratlık kapısını açmanız olabilir değil. Bununla elbette mebde edileceğini, esasen Cumhuriyet Altını’in demokratikleştirilmesi gerektiğini söyleyerek Öcalan, bütün Türkiye’ye bu meseleyi anlattı. Iri ayrımsız inkılap iradesiyle Türkiye ve Ölçülü Doğu’nun yüzyılı çok strüktürel, açık oturum, kazançlı ve toplumsal krizine elbette çözüm üreteceğimiz üzerine heybetli tıpkı anlatıydı. Siz ne yaptınız? Masayı devirdiniz. Zebaninin karşısına dikilmektense onun sunduğu dünyevi nimetlere açgözlülük ettiniz. Bu meselenin çözümünün yolu, zahir demokratik cumhuriyetten geçiyor. Demokratik cumhuriyet, gelişigüzel şeyden evvel, politik özgürlüklerin, hesaplı adaletin ve içtimai barışın tıpkı arada gerçekleşebileceği benzeri anlayışı tabir fehamet. Meğerse siz, sonsuz demokrasiden kaçarak, siyasi özgürlükler adına politik tutsaklığı, iktisadi eşitsizliği bu ülkeye yakişir gördünüz.

“O BÜYÜKLÜĞÜNDE ÇOKÇA SİYASİ KOĞUŞ AÇTINIZ Kİ DEMOKRATİK SİYASETİN SUNMA AYRICALI İNSANLARINI ESIR ETTİNİZ”

O büyüklüğünde haddinden fazla siyasi koğuş açtınız kim demokratik siyasetin sunu müstesna insanlarını tutsak ettiniz. Yasaları, Anayasa’yı, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ni, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarını ihlal ederek bu düzeni gitmek istiyorsunuz. Hak Bakanlığı, türe sakatlamak yerine bakir hapis yapacağını müjdeliyor. Siyasal özgürlüklere tahammülünüz bulunmayan. Politik özgürlüğün olduğu yerde, tecridin kırıldığı yerde, çok ferah biliyorsunuz ki Kürt meselesi çözülür; sabır edemediğiniz işte bu. Demokratik siyaseti paklamak üzere baskıyı, şiddeti ve savaşı sürdürüyorsunuz.

Bütçenizde militarist harcamalara baktığımızda, demokrasiye karşı savaşta azimli olduğunuz gözüküyor. Hatta kurmaylarınız, imdi ayrımsız topun kaç mal olduğunu birlikte burada, bu kürsüde çok vazıh benzeri şekilde hesap edebiliyor. Kürt düşmanlığı üzerinden toplumu bu harcamalara ikna etmeye çabalıyoruz. Şoven benzeri siyaseti bilgili kılarak kitleleri kişi rey deponuza gönderme, birey cebin ölümü yüceltme peşinde koşmaya devam ediyorsunuz amma çıktı halkımız bu tuzağa düşmeyecek. Içtimai medyayı kısıtlasanız de dezenformasyon yöntemlerinde çığır da açsanız bu töz tutmayacak. Taksim senaryosu, aha bu nedenle tutmadı.

Yerel el erki gelişmedikçe ayrımsız ülkenin demokratikleşmesi olanaklı değil. Merkezci mantalite, bizi rastgele seferinde otoriteli sistemlere sürüklemeye bitmeme ediyor. Bu yetmediğinde dahi bildiğiniz gibi diktatör tıpkısı sistemle karşı karşıya kalıyoruz. Cumhuriyet tarihine dönüp baktığınızda, gerçekte bu gündüz, Şarki Islahat Planı’ndan bugüne kadar tıpkı kayyumlar tarihidir. Bu siyasal yıkımdan çıkmanın yolu, siyasi krizleri ortadan kaldırmanın yolu, seçimlerden sonra bu Meclis’in tecride, siyasi tutsaklığa, savaşa, kayyumlara sebep olan tamam uygulamaları, ilgili yasalarıyla gelişigüzel ortadan kaldırmasından geçmektedir. Kürt meselesinin çözümü üzere bu zebaniyi yenmek zorundayız.

“LGBTİ ARTI’LARIN MAĞDURİYETİNİ BIRAKIN KONUŞMAYI, HAYAT HAKLARINI BİLE YOK SAYIYORSUNUZ”

Sosyal sulh adına bütçelerin sosyal cinsiyete duygulu bütçeler olması gerekirken hiçbir bütçenizde bu özellik bahis konusu olmadı, olamadı. Eş egemen, faşist ayrımsız zihniyetten ayrımlı bir şey aramak doğrusu kabil değil. Ama bundan daha kötüsü peki mu? Maatteessüf oldu. Bütçeleriniz ve idare anlayışınız asıl ayrımcılığını o kuzuluk getirdi kim bugün karı cinayetleri, -hatta geçmiş haberlerde izlemişsinizdir, Ankara’nın ortasında bire bir cinayet elan bağıra bağıra işlendi- kadına müteveccih hız ve eş yoksulluğu çokça kilolu, yıkıcı bir tabloyu karşımıza çıkarmaktadır. LGBTİ artıların mağduriyetini bırakın konuşmayı, hayat haklarını bile namevcut sayıyorsunuz. Bu kesime yönelik şiddeti adeta meşrulaştırdınız ve bunun sonucunda da toplumsal parçalanmayı taharri edemeyeceğiniz, ayrıca hesap pusulası edemeyeceğiniz benzeri ölçüde derinleştirdiniz.

“TAM BU GİDİŞATI SONLANDIRMAK GIBI. ÜLKEMİZ İÇİN, HALKLARIMIZ İÇİN ARTIK İYİ OLANI YAPMALIYIZ”

Tüm bu gidişatı sonlandırmak gibi. Ülkemiz için, halklarımız için çıktı gani olanı yapmalıyız. Bir meze vardır, nasıl duymuşsunuzdur: ‘İyi, iyidir.’ İyiyi tedarik etmek zorundayız, bu kötülüğe hep birlikte akıbet yöneltmek zorundayız. ‘Bunun amacıyla hangi yapmalı’ sorusuna cevap ulaşmak zorundayız. Bu yanıtı tarihte aramamız gerekiyor. Bu yasama kurulu, 2018 yılında seçildi, 1918’in 100’üncü yılında. Tekmil ilkokul yıl süresince, tarihinizin yer şanlı asırlık dönemini esasta bir yerde karşılaştırmalı olarak yaşadık. Amasya Tamimi’ne bakın, Erzurum ve Sivas Kongrelerini kullanmak lazım, 1920 Meclis’ini takip etmek lüzum, 1921 Anayasası’nı yeniden ummak ve bugünle geçmişi oranlamak ister. İnanın bu, hepimize, içine düştüğümüz siyasal krizden ayazlık anlamında posta gösterici olacaktır.”

Share: