Elazığ’dahi bayağı yaşta asıl ve babasının ayrılması nedeniyle nüfusa kaydı yaptırılmayan Sulh Eprem, hayatının birçok alanında sorumluluk yaşadığını, başvurduğu hiçbir merciden olumlu serencam alamadığı üzere kıygın olduğunu söyledi. Eprem, “Esasen varım amma acun üstünde bulunmayan görünüyorum. Okula gidemedim, askerliğim mevrut başkaca geçiyor askere gidemiyorum. Ferda vesair dönme evleneceğiz. Yani bu bütün hakeza mi kalacak?” dedi.
Elazığ’de dinç Sulh Eprem 21 yıldır nüfusa kayıtlı olmadan hayatını sürdürmeye çalışıyor. Eprem bir nice konuda yüklülük yaşadığını dile getirerek mağduriyetinin giderilmesi için yetkililerden arkalama beklediğini söyledi.
“ASLINDA VARIM AMA ACUN ÜZERİNDE YOK GÖRÜNÜYORUM”
TANITMA KARTI olmaması nedeniyle takkadak kamu çekicilik ve kuruluşlarında değil benzeri zamanda hayallerine buluşma üzerine dahi şişman problemlerle karşılaştığını tamlayan Eprem, “Esasta varım amma dünya üstünde namevcut görünüyorum, hastaneye gidemiyorum, askerliğimi yapamadım, yolda polisle karşılaştığımda 2 periyot nezarette yatırıp kim olduğumu araştırıyorlar, işe üstelik giremiyorum bu durumdan çok mağdurum yetkililere sesleniyorum, koruyucu olun” diye niteleyerek konuştu.
Eprem, tekraren zat müdürlüğüne başvurduğu halde müspet akıbet alamadığını, daim adına evrakların Ankara– Elazığ arası gönderildiğini ancak bire bir türlü bire bir sonuca varılmadığını söyledi.
“SURİYELİLER GELDİ ONLARI BİLE VATANDAŞ YAPTILAR”
Hazar Eprem şunları söyledi:
“Şimdi benim annem babamın 2. eşi olduğu üzere ego 1 yaşındayken ayrılmışlar. Bu yaşıma kadar tek görmedim, 3 buçuk sene geçmiş hoppadak ahiret yolculuğu haberini duydum. Kimlik almama nedenleri nedir bilemiyorum beni bire bir köşede unuttular mı? Hani nasıl desem baba vicdanına eskimiş ayrımsız öz bala yaşta alması gerekirken almamış. Anneme şu dönme gidelim bugün gidelim diyerek yapmamışlar tıpkısı tür. Bilahare filhakika 15 yaşıma geldim. 15 yaşımdan beri uğraşıyorum ve şu dakika 21 yaşındayım. Elazığ İl Eş Müdürlüğü’hangi gittik. Önce tuttular, kağıt istediler. Gittik Malatya’dan kağıt aldık, geldik. Ne dedilerse yaptık. Kemik muayenesi, kemik testi. Amma sürekli adına Ankara’ya kağıt gönderiyorlar, kağıt alıyorlar. Bugün çıkacak, erte çıkma diye niteleyerek kimse bizimle uğraşmıyor. Kimesne bakmıyor, durumumuzu anlamıyor. Yani ego bu Türkiye’nin vatandaşı değil miyim? Suriyeliler geldi onları birlikte vatandaş yaptılar. Celal büyüklerimizden yardım bekliyoruz. Buradan İstanbul’a gittik. İstanbul’de ablamla beraber özlük müdürlüğüne gittik, aha durumumu anlattım. Âdem hoppadak kafasını kaldırıp bir tane sözcük etti, ‘Kardeşim tığ benzeri molekül yapamıyoruz Tanrı yardımcın olsun.’ Ankara’da tekrar aynı nereye gitsem ‘Allah yardımcın olsun’ diye başlarından savdılar. Yani buna benzeri çözüm bulmalarını istiyorum. Okula gidemedim, askerliğim mevrut başkaca geçiyor askere gidemiyorum, askere başvurmak istiyorum. Erte sair çağ evleneceğiz. Yani bu bütün böyle mi kalacak? Polislik ayrımsız durum olduğunda ‘kimliğin nerede’ diyorlar. ‘Kimliğim bulunmayan’ diyorum, inanmıyorlar. 2 dolaşma nezarette yatırıyorlar, yine çıkıyoruz.
“DNA TESTİNİ KARŞILAYACAK GÜCÜM BULUNMAYAN”
Ortaya koyabileceğim tıpkısı kimliğim namevcut. Ben buyum diyemiyorum. Âdem bana dönüp diyorlar ki sen yaşamıyorsun. Türkiye’bile yoksun, dünyada yoksun. Celal büyüklerimizden müzaheret bekliyoruz. Benden DNA testi istendi, babamla bu arada saf babam mı değil mi diyerek. Benim bunu yapacak gücüm namevcut, 15 bin lira mülk istiyorlar. Benim bunu ödeyecek gücüm de bulunmayan. Kimliğim olmadığı amacıyla çalışamıyorum. Babam da etkin biri değil. Ailemin üstelik maddesel durumu beyninde. İstanbul’da manzara alıyorum, klibim çıkma. İnşallah iyice yerlere geleceğim. Ama etiket olmadığı için hangi tıpkısı işe girebiliyorum ne öz mesleğimi yapabiliyorum. Hiçbir şekilde bir öz yapamıyorum yani devlet büyüklerimizin ahali uzatmasını istiyorum bu işe.”
