45 saniyenin ondan götürdükleri çokça dokunaklı oldu

17 Ağustos 1999 Bataklık depreminde iki çocuğunu, eşini, sağ dal ve esen bacağını kaybeden Asya Koşal, bütün acılarını 45 saniye süren o geceye sığdırdı. ‘Çocuklarım irtihal ettikten sonradan uzvum gitmiş, gitmemiş haddinden fazla önemsemedim’ diyen Koşal, “45 saniyede bir varmış, bire bir yokmuş. Muazzam tıpkısı hanay, bire bir familya bulunmayan oldu. Enkaz altından ayrımsız ben çıktım, ben birlikte eski ben namına çıkmadım” dedi.

Marmara Depremi’nin üzerinden 23 yıl geçmesine karşın depremzedelerin yüreğindeki çığlık, bibi izlerini taşıyor. 17 Ağustos 1999’bile saat 03.02’de 7,4 büyüklüğünde meydana gelen ve 45 saniye süren Marmara Depremi, Kocaeli, Sakarya, İstanbul, Düzce ve Yalova’dahi nazik yıkıma öğün açtı. Hareket gerçeğiyle bildirme yara şekilde tanışan Asya Koşal birlikte, 45 saniye süren o gecede evlatları Cansu ile Oğulcan’ı ve eşini kaybetti. Kendisi da 3 dolaşma depresyon altında küsurat Koşal’ın, sağlıklı kolu ve iyi bacağı kangren olduğu için kesildi.

“Sözde sonsuz bir uçurumdan düşüyormuş kabil bir histi”

17 Ağustos 1999 tarihinde Gölcük’te yaşadığını anlatan Koşal, “Evliydim ve tıpkısı kızım, aynı oğlum vardı. O devir seçme zamankinden değişik tıpkı albeni vardı. Sanki yıldızlar gökyüzünden yere indirilmiş, elinizi atsanız tutabilecek mesafede gibiydi. O şeb çocuklarımı yatırdım, eşim ise salonda televizyon izliyordu, ego da yatakta uzanmıştım. Içtima altı yarılırcasına aynı gürültü geldi ve yataktan doğruldum. Çocuklarım sesten korkmasınlar diye niteleyerek kalkmamla ayaklarımın altı yarıldı. Vura vura aşağıya kadar indim, sarsıntıyı enkazın altında yaşadım. Neymiş tükenmez ayrımsız uçurumdan düşüyormuş kabilinden ayrımsız histi. Bilincim gidip geliyordu. Çocuklarıma ve eşime seslendim tek gürültülü alamadım. Kızım Cansu 8, oğlum Oğulcan 5 buçuk yaşındaydı” dedi.

“Kriz altından çıktıktan sonraları sunma iri acım, çocuklarımdan önce çıkmaktı”

Çökme altında detaylı süre figan ettiğini, sesini duyurmaya çalıştığını belirten Koşal, “Sesimi duyan yoktu. Umuttan ayrıksı tıpkısı çarem de yoktu. Suratsız olduğu üzere hangi gecenin, ne gündüzün, ne üstelik saatin farkındaydım. Bilincim gidip geliyordu, kolum bacağım kangren olmuştu. Belli bire bir saat sonra titremeyle uyandım, koca sesi duymaya başladım. Elan sonra beni basit tıpkısı delikten çıkararak hastaneye götürdüler. Salim kolum ve sağlıklı bacağımı kangren olduğu amacıyla fasletmek zorunda kaldılar. 3 dönme boyunca çöküntü altında kaldım. En nazik çaresizliğim evlatlarıma ulaşamamaktı. Onların başına hangi geldiğini bilmiyordum. Dünyada insanın başına gelebilecek en keskin molekül velet acısı. Çocuklarım ahiret yolculuğu ettikten sonraları uzvum gitmiş, gitmemiş haddinden fazla önemsemedim. Bildirme iri çaresizliğim çocuklarıma ulaşamamaktı. Enkaz altından çıktıktan bilahare ise yer nazik acım, çocuklarımdan geçmiş çıkmaktı. Onlardan geçmiş çıkmanın acısı üstelik bana çok okkalı geliyor” diye konuştu.

“45 saniyede benzeri varmış, tıpkı yokmuş. Muazzam tıpkı avlu, bire bir sülale bulunmayan oldu”

O geceyi hatırlayınca boğazı düğümlenen Asya Koşal, “Ölümün birçok çeşidi var ama bu deprem felaketi anca ayrımsız şey kim, ailece yaşıyorsunuz. Onlar depresyon altından çıkıyorlar, gömülüyorlar ve siz tek özdek görmüyorsunuz. Bu keder kavkı bağlamayan benzeri çığlık, bunun tek zaman aşımı olamaz. Ben çocuklarımı ve eşimi hastanede gaileli kendisine biliyordum. Evladınızı kaybedip hayata beklemek yemeden içmeden kan almaktır, seyretmek değil. 45 saniyede ayrımsız varmış, aynı yokmuş. Koskoca tıpkısı hanay, tıpkısı sülale namevcut oldu. Göçük altından ayrımsız ego çıktım, ego bile eski ego kendisine çıkmadım. Biliyorum, çocuklarım cennette. Onlar cennet kuşları, iki meleğim. 17 Ağustos kara dönme adına bütün kalacak. Zelzele benden çokça korkulu şeyler aldı. Canımdan canlar gitti. Dizge sağken, yanı başındayken bütün sevdiklerine pinti cimri sarılsın. Kimsenin keşkeleri olmasın, benim hayatımda çok keşkelerim var” ifadelerini kullandı. – KOCAELİ

Share: